Fotograf: Samet Güler
Suudi Arabistan hükümeti tarafından 27 Şubat 2020 tarihinde alınan resmi kararla birlikte umre ziyaretleri COVID-19 sebebiyle geçici olarak durdurulmuş, bölgedeki ziyaretçilerin tedbir maksatlı ülkelerine dönüş yapmaları istenmişti. 23 Eylül 2020 tarihinde alınan resmi karar çerçevesinde ise Suudi Arabistan hükümeti, umre ziyaretlerinin 1 Kasım’dan itibaren kademeli ve belli kriterlere uygun olarak başlayacağını ilan etti. TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Diyaeddin Şahin hac ve umre turizminin önemli gündem maddeleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
“Gelen Haber Bizlere Umut Oldu”
TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Diyaeddin Şahin, yaptığı açıklamada Suudi Arabistan hükümeti tarafından verilen kararın sektöre ve Mescid-i Nebevi sevdalılarına umut olduğunu belirterek karara ilişkin ayrıntıların çok iyi anlaşılması gerektiğini vurguladı. “4 Ekim’den itibaren umre maksadı ile Kâbe açılacak. Çok katı bir kurallar zinciri var. PCR testi isteniyor, onun dışında Suudi hükümetinin geliştirdiği bir cep telefonu uygulaması var. O uygulamadan randevu talep edilmesi gerekiyor, o randevunun onayına göre yine Mekke’de belirlenen noktalara insanların gitmesi, oradan da devlet tarafından Kâbe’ye taşınmaları gerekiyor” ifadelerini kullanarak, uygulanacak prosedürlere değindi ve şu anda vatandaşlarımızın rahat gidebileceği bir ortam olmadığının altını çizdi.
“1 Kasım’dan İtibaren Seyahatlerin Başlayacağı Şeklinde Bir Öngörümüz Yok”
İlk etapta Körfez Arap Ülkeleri İş birliği Konseyi üyesi ülkelerin vizesiz seyahat ayrıcalıklarını kullanarak alınan karar neticesinde seyahate başlayacaklarını kaydeden Şahin, uygulamanın işlevselliği ortaya çıktıkça kademeli olarak daha rahat seyahatler planlanabileceğini belirtti. 1 Kasım tarihinden itibaren yoğun bir trafiğin yaşanmayacağını dile getirerek ülkemizdeki uygulamalara değinen TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Diyaeddin Şahin, “Yasayla kurulmuş olan Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulumuz bu tür durumlarda bizlere kılavuzluk ediyor. Bakanlık temsilcileriyle birlikte TÜRSAB olarak bizim de içerisinde yer aldığımız bir kurum. Bu kuruldan çıkacak karara göre hareket edeceğiz. 1 Kasım’dan itibaren Türkiye’den umreye gidilecek gibi bir algıya itibar edilmemesi gerekiyor” diyerek, ilgili kurulların koyacağı kuralların beklenmesi gerektiğinin önemine vurgu yaptı.
“Sosyal Medyadaki Yanlış Algılara Dikkat Edilmeli”
Resmi açıklamanın ardından verilen tarihle ilgili olarak sosyal medyada rastlanan yanıltıcı içeriklere de değinen TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Diyaeddin Şahin, “5 Kasım’da umreye gidiyoruz, fiyatımız da şu şeklinde bazı açıklamalar görüyoruz. Buna itibar edilmemesini rica ediyorum. Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu tarafından açık bir karar verilip kamuoyu ile paylaşılmadığı müddetçe lütfen umrecilerimiz Mekke ve Medine’ye olan açlıklarını başka yollarla tatmin etmeye gitmesinler. Özlemlerini dindirmek için ilgili kurumların kararını beklesinler. TÜRSAB olarak biz de bu konunun üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Bugünden itibaren şu tarihte gidiyoruz şeklindeki bütün organizasyonlar gerçek dışıdır” mesajını verdi.
“Seyahat Öncesi Yapılması Gereken Uygulamaları İyi Bilmek Gerekiyor”
Seyahat öncesinde yapılması gerekenler hususunda da bilgilendirmelerde bulunan Şahin, ilk etapta 48 saat içerisinde yapılmış PCR testi sonucunun gerektiğini dile getirdi. “Artık aileler haricinde 2 kişiden fazla konaklama ortadan kalktı. İç içe ortamlarda oluşan kalabalıkların önüne geçildi. Toplanma merkezlerinden Kâbe’ye gidilecek ve bu işlem öncesinde randevu ve ruhsat talebi olacak. Hastalığının seyrinin nereye evrileceği konusunda çekinceler olsa da çok ciddi bir talep var. Müslümanlar Kâbe’yi çok özledi. Uygulamaların başarısı ve gidişatı bizim de seyahat trafiğimizi etkileyecek” şeklinde konuşan Diyaeddin Şahin, fiyat konusuna da değinerek doların hareketliliğine göre yüzde 20 civarında bir artış beklediklerini ifade etti.