Uluslararası Finans Kurumu’nun (IFC) Sürdürülebilir Değişim başlığı ile düzenlediği sanal söyleşide konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, koronavirüsün etkilerini en aza indirmek için başlattıkları yurttaş dayanışmasına değinerek, “İnsanlar belediyelerini ve belediye başkanlarını kötü zamanlarında yanlarında görmek isterler. Yurttaşlarımla bağ kurmak, onlara dokunmak, ilgilenmek benim görevlerimin en önemlisi. " dedi.
Dünya nüfusunun yarısından fazlasının yaşadığı kentlerde küresel iklim değişikliği ve koronavirüs salgını gibi halk sağlığını etkileyen acil durumlarda geliştirilecek çözüm yolları IFC’nin (Uluslararası Finans Kurumu) düzenlediği ilk sanal sürdürebilirlik söyleşisinde masaya yatırıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, dünya genelinde enerji, ulaşım, su, madencilik, teknoloji, çevre alanında çalışmalar yapan hükümet temsilcileri, sanatçılar, yatırımcılar ile sivil toplum örgütü temsilcilerini bir araya getiren interaktif platforma Türkiye’den katılan tek konuk oldu. Başkan Soyer toplantıda “İnsanlar belediyelerini ve belediye başkanlarını kötü zamanlarında yanlarında görmek isterler. Yurttaşlarımla bağ kurmak, onlara dokunmak, ilgilenmek benim görevlerimin en önemlisi " dedi.
“Değişimin Ön Safındaki Şehirler Başlığı” ile düzenlenen oturumda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, koronavirüs sürecinden İzmir’in nasıl etkilendiğini anlatarak bu süreçte yaptıkları çalışmaları aktardı. Kenti gelecekte yaşanacak acil durumlara karşı dirençli hale getirmek için yürüttükleri çalışmaları anlatan Başkan Soyer, küresel kalkınmayı sağlamak için tüm dünyanın güç birliği yapması gerektiğinin altını çizdi.
Salgından çok şey öğrendik
Küresel ısınma ve biyoçeşitlilik kayıplarının yanı sıra Covid-19'un sürdürülebilir kalkınma üzerinde ciddi tehdit edici etkilerinin bulunduğuna dikkat çeken Başkan Soyer, "Bu tehditler nüfusun en fakir ve savunmasız kesimini vurmaktadır. Sürdürülebilir kentleşme, bu sınır tanımayan tehditlere karşı mücadelede zorunlu bir küresel hareket alanıdır" dedi.
Salgından çok şey öğrendiklerini, hızla karar alma, yürütme ve danışma organlarını kurarak kriz belediyeciliğine geçtiklerini söyleyen Soyer, salgınının etkilerini azaltmada bu yöntemin kendilerine büyük avantaj ve yetenekler sağladığını vurguladı.
İzmir için Dayanıklılık Eylem Planı hazırlandı
"Bu salgınla karşılaştıktan sonra kentimizi ve yurttaşlarımızı korumak bir dizi olası şok ve baskıya karşı dayanıklı olma ihtiyacını daha iyi bilir hale geldik" diyen Başkan Soyer, bundan sonra yapacakları çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi: "Detaylı bir Covid-19 Dirençlilik Eylem Planı geliştirdik. Kentsel dayanıklılığa yatırım yapmak sürdürülebilir kentsel kalkınmanın sağlanması ve kentsel yoksulluk oranının azaltılması için kilit önem taşıyor. Olası afetlere karşı kentimizin dönüşümü için büyük kaynaklar ayırmayı planlıyoruz. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile birlikte İzmir Yeşil Şehir Eylem planı üzerinde çalışıyoruz. Bu girişimleri eyleme dönüştürmek için daha fazla uluslararası işbirliğine ve dayanışmaya ihtiyacımız var. Ancak bu şekilde küresel kalkınmayı başarabiliriz. Akdeniz'in tarihi liman kenti İzmir, tarih boyunca diğer kentlerle ve dünyadaki insanlarla etkileşim içinde olmuştur. Sürdürülebilir, kapsayıcı ve zengin bir gelecek için küresel olarak birlikte çalışmamız gerektiğine inanıyorum".
Tarım önceliğimiz
Söyleşinin soru-cevap bölümünde Başkan Soyer, IFC Program Koordinatörü Alla Morrison'un sorularını yanıtladı. "Kentte daha güçlü girişimciler yaratma konusunda belediye başkanlarının rolü nedir?” sorusuna Başkan Soyer, "Kentimizin ekonomisi için tarım sektörü çok önemli. Bu yüzden tarım alanında üreticilerimize destek veriyor ve teşvik ediyoruz. Üretim, pazarlama ve ürüne değer katma süreçlerinde yanlarındayız. Bu alanda sivil toplum örgütleri ve meslek odalarımız ile birlikte işbirliği ve dayanışma içindeyiz. Kentte sinerji yaratıp güçlerimizi birleştirerek desteği daha etkin hale getirip iyi sonuçlar almaya çalışıyoruz" yanıtını verdi.
En önemli görevim yurttaşlarımın yanında olmak
Morrison, Başkan Soyer'i sosyal medyadan takip ettiğini koronavirüsle mücadele sürecinde sık sık yurttaşlarla bir araya gelerek bağlantı kurduğunu gözlemlediğini ifade ederek bunun Başkan Soyer için öneminin ne olduğunu sordu. Belediyeleri halka en yakın kurumlar olarak tanımlayan Soyer, "İnsanlar belediyelerini ve belediye başkanlarını kötü zamanlarında yanlarında görmek isterler. Ben de onlara dokunmak onların yanında olduğumuzu hissettirmek ve problemlerini çözme niyetimiz olduğun onlara hissettirmek istiyorum. Belirsiz zamanlarda insanlar başlarına neler gelebileceğini bilmek isterler. Eğer onların yanında olduğumuzu bilirlerse kendilerini daha iyi hissederler. Yurttaşlarımla bağ kurmak, onlara dokunmak, ilgilenmek benim görevlerimin en önemlisi. Ben elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum" dedi.
Başarıya ulaşmak için dayanışma şart
Başkan Soyer, Morrison'un, "Dünya değişik dönemden geçiyor. Böyle bir zamanda sizin için sürdürülebilirlik ne ifade ediyor? sorusuna ise şu yanıtı verdi: "2015 yılında Paris'te Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi Taraflar Toplantısı yapıldı. Taraflar, küresel iklim krizine karşı çözümler bulmak ve küresel ısınmayı en azından 2 derece azaltmak konusunda taahhütte bulunuldu. Elbette bunun maliyeti çok yüksekti. Eğer dünya ısınıyorsa hasta oluyor demektir. Bizim sağlıklı olmamız için dünyanın sağlıklı olması gerekiyor. Çünkü biz bu gezegenin parçasıyız ve bu gezegenin de sağlığından sorumluyuz. Biz bu dünyanın üstün gücü değil parçasıyız. Dünyamız hastaysa biz sağlıklı olamayız. İklim değişikliği ve koronavirüs ile başa çıkabilmek için çevre konusunda tüm dünyada konunun tarafları ile dayanışma içinde olur, tecrübe ve deneyimlerimizi paylaşırsak, başarısızlıklarımızdan ders alırsak başarıya ulaşırız."
Başkan Soyer'den sonra söz alan Morrison, "Yurttaşlarının sağlığına, sürdürülebilir demokrasiye ne kadar önem veren başkan olduğunuzu biliyorduk. Bugün bir kez daha görmüş olduk. Güçlü bir yerel liderlik önemli bir faktör. Sizinle çalışmaktan çok mutuyuz" dedi.
Gün boyu süren çevirimiçi söyleşilerde katılımcılar Covid-19 gibi şoklara karşı kentlerde dirençlilik oluşturması için altyapı eksikliklerinin nasıl giderileceği üzerine fikir alışverişinde bulundu.