Dışarıdan Hiç Kimsenin Göremediği Ama İçeriden Her Yerin Göründüğü Ve Katliam Planlarının Yapıldığı Bir Köşk… “Mavi Köşk”
Türk Askerinin Elindeki Bir İbret Müzesi "Mavi Köşk
Kıbrıs gezimizin 2. günün de Girne’nin Çamlıbel köyünde bulunan , Makarios'un avukatı ve Orta Doğu'nun en büyük silah tüccarı İtalyan asıllı Rum olan Pablo Pavilides'in evini gezdik. Her ne kadar sıradan bir ev gibi görünse de ilginç bir ev olmasıyla birlikte “Mavi Köşk” insanları etkiliyor.
Mavi Köşk, 1957 yılında İtalyan asıllı, Rum Paulo Pavlidis tarafından yaptırılmış. İki kat üzerinde 16 bölümden oluşan köşk, 20.yy modern döneme ait betonarme teknikte yapılmış bir bina. Doğu ve Batı mimari usluplarının karışımıyla yapılan köşk, Kıbrıs’ta dönemin Türk ve Rum mimari özelliklerinin dışında İtalyan ve Akdeniz bölgesi mimari özelliklerini taşımakta cephelerdeki kapı ve pencerelerinin basık kemerli alınlıkları ise İslam mimarisinin bir örneğini sunmakta.
Köşkün eski sahibi Pavlidis o dönemde Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu olan ve daha sonra Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı da yapan Makarios’un avukatı. Kendisi aynı zamanda bir esnaf görünmesine rağmen masum insanların kanları karşılığında servet sahibi olan o dönemin en büyük silah kaçakçılarından. O dönemlerde Kıbrıs Türkleri Rum baskısı altında sefalet içersinde yaşarken kendisi bu köşkte sefa ve lüks içersinde yaşamış.
Gezimize Pavilides'in anılarını yazdığı odadan başlıyoruz…
Masa arkasındaki koltuk duvarda bulunan İtalya Venedik manzaralı tablolar, radyo pikap el işlemeli 2 adet abajur, 19653 İngiliz yapımı piyano ve sehpası orijinal. Duvardaki fotoğraf kendisine ait.
Perdeler köşkün tek orijinal perdesi. 3 kat elyaf dan yapılmış perdenin özelliği dışarıdan gelebilecek olan ısı ışık ve sesi en aza indirerek içerde çalışan kişi içi daha rahat bir çalışma imkanı sağlaması. (küçük bir test ile gerçekleştirdik)
Kırmızı oda o dönemde maya toplantılarının yapıldığı oda. Bütün mafya toplantılarının kararları burada alınıyor. Son kararlar Pavilides tarafından kendi masasında alınıyor. Masanın özelliği üzerinin timsah derisi ile kaplı olması. Koltukların etrafındaki sehpalar ise el boyaması ile yapılmış.
Buradaki tablo topuğundan vurularak öldürülen yunan savaş kahramanı Aşil ve Troy savaşını anlatmakta. Tablo 1971 yılında Magosa de 3 papaz tarafında yapılıp Pavilides’e hediye edilmiş.
Tablo Hristiyanlıkda çocukları koruduğuna inanılan Azize Maria’ya ait. Tablonun 2 özelliği bulunmakta 1. özelliği Azize Maria tablosunun som altından boynundaki gerdanlık ve elindeki kasenin altın suyundan yapılmış olması. 2. özelliği ise tablonun 3 boyutlu oluşu. Odanın neresinde durursanız durun gözleri elleri ve ayakları her zaman size dönük olmakta. Bunu masanın etrafında tur atarak görebilmeniz mümkün.
Köşk’e gelen misafirlerin geceyi geçirmiş oldukları yatak odasındaki perdeler yatak örtüsü ve 2 adet abajur haricinde hepsi orijinal. Mavi bölüm ise odanın günah çıkartma bölümü. Ortasında bulunan 9 parçalı ayna özel olarak getirtilmiş. Aynanın özelliği bakıldığında odanın her köşesinin görülüyor oluşu. Pavilides’in o dönemde belirli korkuları olduğundan dolayı bu aynayı kullandığı ve arkasından gelebilecek tehlikeleri görebilmek adına kullandığı söylenmekte.
Kasa 1977 yılında Türkiye den gelen özel bir heyet tarafından oksijen kaynakla açılmış. İçersinde 20 sterlin para ve bir altın anahtar bulunmuş. Altın anahtar köşkün tüm bölümlerin de denenmesine rağmen hiç bir kapıyı açamamış. Ayna dışındaki tüm eşyalar banyo dahil orijinal.
Yeşil oda Pavilides’in kendisine ait dinlenme odası. Koltuk takımları, masa, sandalyeler, arkasındaki Amerikan bar, Çin işlemeli vazo, vitrin ve vitrin içerisindeki likör takımları ve televizyon orijinal.
TV’nin özelliği muhafazasıyla birlikte tek parçalı oluşu. Koltuk takımlarından tekli olanların ise o dönemde bir stres koltuğu olarak kullanılmasıymış. Koltukların özelliği çok ince bir yaydan ve kuş tüyünden yapılmış olması. Rivayete göre alt katta çalıştıktan sonra Pavilides buraya gelerek stres koltuklarında oturup uykusu geldikten sonra da yatak odasına geçermiş.
Burası Pavilides’in yatak odası. Çalışma masası açılarak bir makyaj masasına dönüşmekte.
Arka tarafında 1944 yılına ait Cenova gravür baskılar bulunmakta. Yatağın arkasında bulunan kapak ise 1974 harekatından hemen önce Pavilides’in kaçmak içi kullandığı tünellere açılır kaynak. Pavilides bir düzenek sayesinde bu tünelleri patlattığı için bugün dahi bu tünellerin nereye çıktığı bilinmemekte.
Sarı oda misafir çocuklarının geceyi geçirmesi için kullanıla yatak odası. Pavilides’in bekar ve çocuksuz olduğu biliniyordu ve aynı zamanda çocuklara karşı ayrı bir hassasiyeti olduğu söylenmekte. O yüzden bu oda raylı bir sistem üzerinde kurdurarak depreme karşı dayanıklı hale getirilmiş.
Dışarıdan bakıldığında oda tek ile bir bütün olarak gözükmesine rağmen köken ayrı inşa edilmiş. Bunu duvardaki ekleme paylarına bakarak görebilirsiniz. Perdeler dışındaki tüm eşyalar orijinal.
Dolap kulplarından mavi olanlar erkek çocukları, mor olanları ise kız çocuklarına ait.
Koridorda bulunan ayna ve konsol gül ağacından yapılmış. Üzerinde buluna bronz balerin heykel dengeyi temsil ediyor. Yani ne şekilde durursa durdun denge de kalabiliyor ve köşkte deprem habercisi olarak kullanılabilmekte. Konsol köşkte tam ortada bulunduğundan ve akustik özelliği olduğundan olası bir depremde heykel sallanmakta ses çıkardığından köşkte sesler duyulmakta buna göre deprem tedbiri alınıyor.
Köşkün teras bölümünde Pavilides güneşlin doğuşu be batışını izlemekte.
Burada bulunan eşyalardan avize, koltuk takımları ve 2 adet İran makine halısı, sehpa takımları, çini işlemeli vazo ve sehpaların üzerindeki biblolar orijinal.
Bibloların özelliği o dönemde köşke gelen misafirlere konyak ikram ederken kullanılması. Rivayete göre erkek misafirlere bayan figürleriyle, bayan misafirlere de erkek figürleri olan biblo ile servis yapılmasıymış.
Burada bulunan eşyalardan masa, sandalyeleri, İran makine halısı, 2 adet Venedik tablosu yemek takımlarının konulduğu konsol, sehpalar ve içki dolabı orijinal.
Sehpaların özelliği köşke gelen misafirlerin sayısını temsil ediyor olması. Örneğin köşke bir misafir geldiğin de bir figürlü sehpa, 4 misafir geldiğinde 4 figürlü sehpa ile servis yapılmasıymış.
İçki dolabının özelliği özel kimyasal madde sürüldüğünde renk değiştiren bukalemun derisiyle kaplı olması. Örneğin kimyasal madde kışın sürüldüğünde beyaz, ilkbaharda sürüldüğünde yeşil, yazın sürüldüğünde kırmızı ve en sonbahar da sürüldüğünde sarı olarak kalması. Pavilides öldüğü yıl olan 1986 yılına kadar köşke bu kimyasal maddeyi göndermiş ve üzerine sürdürtmüş.
Köşkü bir gün geri alırım vesilesiyle. Hemen çıkışta bulunan dolap günümüzün termos mantığı ile çalışmakta. Elektrikle hiçbir bağlantısı yok. İçindeki aynalar sayesinde sıcak konulduğunda sıcak muhafaza edilmekte, soğuk bir şey konulduğunda soğuk olarak muhafaza etmekte.
Alt katta yer alan bar, köşk’ün havuzuna açılıyor. Barın önündeki resim İran savaş tanrısı Zeus’a ait. Duvarlarda yer alan figürler burçları temsil etmekte. Duvarların her iki tarafındaki mavi bölmeler Akdeniz mimarisinde ev süsleme sanatında kullanılan niş adı verilen yapılar.
Porselen tabak kırılarak yapılan sirtaki bu bölümde Rum tavernası olarak yapılıyor..
Meşhur Kıbrıs Türk kebabının yapıldığı fırın, avlanan hayvanların altına köz konularak kullanılan mekanik fırın, hasırlar, porselen tabakların bir kısmı, 6 adet şarap fıçısı, duvardaki figürler hepsi orijinal. O döneme ait fırın mekanizma hala çalışmakta.
Tavan üzerine yer alan üzümler özel bir plastikten asma ve yapraklar inceltilmiş geyik derisinden yapılmış.
Gezi esnasında Pavilides’in renklerle ilgili takıntısı göze çarpmakta…
Burada bulunan kırmızı masa, kırmız oda misafirleri yani mafya üyeleri için, mavi odaların misafirleri mavi masalarda, sarı oda misafirlerinin çocukları sarı masalarda ağırlanmakta. Bunun nedeni tavernada oluşabilecek olayları önlemek için.
Dışarıda bulunan aslanlı çeşmenin arkasından motorlarla şarap doldurularak aslanın ağzından şarap içilmekte böylece köşk’e gelen misafirler kadehleri boşalınca buradan kadehleri tekrar doldurup eğlencelerine taverna da veya havuz başında devam ediyorlar.
Seyir mevkii, Pavilides’in silah kaçakçılığını yönettiği bölüm. Fenerler vasıtasıyla sahildeki gemilerle anlaşıp gemilerdeki silahları hayvanlar vasıtasıyla köşke taşımakta, ada içindeki Rumlara ve başka yerlere sevk edilmekteymiş.
Seyir mevkiinin bir başka özelliği ise Türkiye ye en yakın nokta olarak kabul edilen bölge olması. Yaklaşık uzaklığı 65 km olup gündüz hava güzel olduğunda Toros dağları akşamları ise Anamur ışıklarının gözükmesiymiş. Köşk’ten vadinin her iki tarafının gözükmesine rağmen vadinin herhangi biri yerinden bakıldığında ne seyir mevkii ne de köşk gözükmemekte.
Alt taraf da bulunan küçük mevzi de bulunan 2 muhafız olan Rum askerleri alanda olan bitenleri kontrol ediyorlarmış ve ellerindeki makineli tüfeklerle köşk’ün savunmasını gerçekleştiriyorlarmış. Beyaz bölüm köşk’ün en büyük mihrabı olup günah çıkarma yeri olarak kulanılmaktaymış.
Kıbrıs Barış Harekatı başlayınca köşkün sahibi burayı terkediyor. Burayı ele geçirebilmek için bölgenin ve köşkün bilinmeyişi nedeniyle tam 100 askerimiz şehit düşmüş.
Pavilides çok yakın bir arkadaşı olan bir mimara bu köşkü yaptırdıktan sonra köşkün yerinin kimseler tarafından öğrenilmemesi için mimarı öldürtmüş . Ev şu an Türk askerinin elinde bir ibret müzesi olarak ziyaretçilere açık.
Pauldes in 1986 yılında İtalya da bir mafya toplantısı sırasında öldürüldüğü söylenmekte.
Sevgiyle kalın...
Derya DUYSAK