İnsanlarla birlikte olabilmenin en önemli aracı ise iletişim ve bizler iletişim çağında yaşıyoruz. Kendimizi, çevremizi, ait olduğumuz toplumu anlamamız için etkin iletişim şart. Kişiler arası ilişkilerdeki sorunlar iletişim becerilerindeki eksiklikten kaynaklanıyor. Gördüklerimiz, düşündüklerimiz, hissettiklerimiz ve gereksinim duyduklarımız, ilişkiler bu iletiler üzerine kuruluyor ve insanların birbirlerini tanımaları için iletişimin bu iletiler üzerinde kurulması gerekiyor.
Bu hafta bir iş ziyaretindeydim. Yıllardır işim gereği çok fazla insanla iletişim halindeyim. Pozitif ve negatif enerjiyi bir insandan ilk bakışta alabiliyorsunuz. Bulunduğumuz sektör hizmet sektörü dolayısıyla birebir ilişkiler çok fazla. Görüşmeye gittiğim insan bir yetkili, daha kapıdan girer girmez gördüğüm manzara beni pozitif enerjiden aldı ve direk negatif duruma geçtim. İlk dikkat ettiğim genellikle insanlarda göz temasıdır. Gülen bir yüz, sıcak bir karşılama ne kadar önemli. Karşınızdaki insana verdiğiniz ve aldığınız, hissettiğiniz çok önemli değerler.
Bunca yıllık iş hayatımda çok olumsuzluk yaşamama rağmen, yıllar sonra bir yetkiliye sinirlenip baştan tavrımı koyacağımı hiç düşünmemiştim. İş görüşmesi yapıyorsunuz bir kez bile yüzünüze bakılmıyor, sanki siz orda yoksunuz. Bekliyorum bana bakılmasını. Konuşma şevkim sıfır halde, nihayet bana dönüldü yüzüme hala bakılmıyor fakat masa da duran kağıdın üzerine bakılıp “yönetici olamazsınız siz” deniliyor. Nasıl bu karar verilebiliyor? Tanımadan, dinlemeden, sormadan… ! Daha o dakika düşündüm ki bu iş yeri sana uygun değil. Çünkü seni tanımadan yargılıyor.
Sabrettim, sustum ve dinledim. “Bizim için ne yapabilirsiniz”? diye bir soru aldım ve yapabileceklerimi kısaca anlattım. Hiç bir görüşmede ben oyum ben buyum bunu da yaparım demem. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” denir. Çok doğru siz çalışırsınız karşınızdaki sizi öyle değerlendirir, doğrusu da budur. Karşınızdaki kişiyi dinliyorsanız onun ne istediğini ve onu neyin incittiğini ya da neyin sinirlendirdiğini biliyorsunuzdur. Birini anlamak, eğlendirmek, bir şey söylemek, yardım etmek ya da avutmak dinlemenin temel kurallarından biri yargılamaların, dinlendikten ve iletinin içeriğini değerlendirdikten sonra yapılması gerektiği.
Bir kişinin size söylediği her şeyi alır ve kendi deneyimlerinizle bağlantısını kurarsınız. Aslında dikkatimizin büyük kısmı karşı koyacak şeyler bulmaya yönelmiştir. Kendimi tutamadım 15 dakikalık görüşmeyi o anda orda keserek bırakmak en büyük isteğim oldu. Kendimi karşımdaki insanın yerine koyarak onun gözleri ile bakmaya çalıştım fakat mümkün değil!
Sonunda dayanamadım. Söylenenleri anlıyorum, onlara açıklık getirmeye çalışıyorum olmuyor. Dedim ki; beyefendi daha kapıdan girer girmez bendeki pozitif enerjiyi aldınız ve tamamiyle negatif hale getirdiniz. Ben buradayım, siz yokmuşum gibi davrandınız. Bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim fakat ben sizinle daha kapıdan girdiğinizde aldığım enerji ile çalışmama kararını çoktan vermiştim. Ses tonunuz, vurgularınız, yüz ifadeniz ve konuşmalarınız beni son derece olumsuz etkiledi. Üzgünüm dedim ve oradan ayrıldım.
Gülen bir yüz, sıcak bir temas, anlaşılma duygusu….
Sizin ne istediğinizi sizden başka kimse bilemez. Paylaşılan duygular yakınlığın temelidir. Çevremizdekilerin bizim isteklerimizi önceden tahmin edecek duyarlılığa sahip olmasını ümit ederiz. Düşünceleriniz, duygularınız ve gereksinimleriniz genellikle biz onları sözcüklere dökene kadar belirsiz ve üstü kapalı kalır. Kendim izi sözcüklerle ifade etmek duygu ve düşüncelerinize renk ve şekil verir.
Dünya’ya gülerek bakmak, insanlara bir tebessümle neler verebileceğini görebilmek hayatı güzelleştirmenin kalpleri birleştirmenin en güzel yolu. İster iş hayatı ister özel hayat olsun. İncinmiş ya da kızgın iseniz ya da bir ihtiyaç içindeyseniz iletişimi ertelemek genellikle duygularınızı şiddetlendirecektir. O an ertelediğiniz ifade daha sonra saldırgan bir şekilde iletilecektir. Yaşadığınız öfke patlaması ilişkinizi zedeleyecektir.
Seçim bizim, pozitiflik veya negatiflik , yaşam bu enerjilerden hangisini kullanmayı seçersek o ölçüde bize yansıyacaktır.
Tebessüm ile kalın…
Derya DUYSAK