Turizmde olup Türkiye’yi tanımamak olur mu? Türk insanını tarihiyle yöresel dokusuyla, yemekleriyle, insanıyla… sanırım ilk yapmamız gereken bu.
Kendi vatanımızı tanımak tüm varlığıyla…
Birçok uygarlığın izlerini üzerinde barındıran Van çevresi coğrafya bakımından önemli bir konumda olduğu için çok eski dönemlerden beri yerleşim alanı olmuş. Urartu tarihi burada yatıyor.
Van şehri, kültür varlıkları, doğal güzellikleri, yöresel gelenekleri, ulaşım imkânları ve dört mevsim farklı güzellikler yaşatan iklimiyle Kültür ve İnanç Turizmi ile önemli bir turizm merkezi halinde.
Turizmde Son Nokta Portalımızda yer alan ŞEHR- TÜRKİYE bölümümüz için bu hafta VAN ilimizdeydik. Davetli olarak gittiğimiz VAN’da Tamara Oteli Genel Müdürü Alper Tuncer tarafından konuk edildik.
Doğrusu Van’a ilk kez gidiyoruz. Bir tarafta ön yargı var! Merak ediyorum!
Nasıl bir şehir? Nelerle karşılaşacağız?
Ön Yargı ile geldiğim Van’da son derece güzel bir ortam ile karşılaştım. Otele gider gitmez günlerimiz sayılı diye düşünüp, hemen randevularımı aldığım mekanlarımız için gezilerime başladım.
Öncelikle Van Turizm İl Kültür Müdürü Sayın Salih Tatlı bey’i ziyaret ettim. Bir süre sohbet ettik. Gelmeden önce defalarca görüşmüştük. Daha sonra kendisinin nezaretinde Van Valimiz Sayın Münir Karaloğlu Bey'i makamında ziyaret ettik.
Karaloğlu’nun 1 yıldır Van’ın tanıtılması ile ilgili çalışmalarda katkısı tartışılmaz. Kendisi ile yaptığımız görüşmede;“Önemli bir dünya kenti, bir marka kent olma potansiyeline sahip Van’ın önünü açmak için çalışıyoruz.Döndüğümüz her yönde, elimizi attığımız her işte Van’ın bereketli cevabını gördükçe umudumuz ve gayretimiz artıyor. Güçlü bir Van için büyük yatırımlar yapıyor, büyük destekler veriyoruz” diyerek açıklamada bulundu.
Yurtiçi ve Yurtdışında Van ili olarak bir çok fuarlara katılmışlar. Bu ayki ŞEHR-İ TÜRKİYE bölümümüzde Van ilimizin tanıtımlarını, Vali Münir Karaloğlu , Turizm İl Kültür Müdürü Salih Tatlı ve otel Genel Müdürleri ile yapmış olduğumuz ropörtajları okuyabileceksiniz.
Van’ın sorunları, bugüne kadar neler yapıldı? ve Neler yapılması gerekiyor!
Oldukça keyifli bir Van ziyaretinde Kültür ve inanç turizminin ne denli önemli olduğunu gördüklerimizle daha iyi anladık.
Van ilimizin tanıtım konusunda gösterdiği hassasiyet tartışılmaz. Tüm yetkililer, turizm, iş dünyası, acenteler ve Van ili halkı el ele verip Van’ı markalaştırma yolundaki adımlarını bir bir atıyorlar. 19 Eylül’de düzenlenecek olan ayin töreni için şimdiden hazırlıklara başlamışlar.
Van’a geldiğimiz gün ayağımızın tozuyla Merkür TV’de yayınlanan, yapımcılığını ve sunuculuğunu Genel Yayın Yönetmeni İsmail Topçuoğlu’nun hazırladığı “Konuk Defteri” programının konuğu olduk. Turizm üzerine yaptığımız söyleşi oldukça keyifliydi.
Turizm İl Kültür Müdürü Salih Tatlı bey 4 günlük gezimiz boyunca sürekli bizimleydi. Van’ın önemli bir alışveriş mekanı olan Rus pazarını ziyaret ettik. Esnaflar ile görüştük ve turizm sektöründeki düşüncelerini aldık.
Sabah kahvaltımızda “Bak Hele Bak” Yusuf Konak abimize davetliydik. Van’ın o güzel meşhur kahvaltısında yok yok. Oldukça kalabalık, yaptığı esprilerle kahvaltıya gelenleri adeta çoşturdu. “Bak Hele Bak, Çak Hele Çak, Eğitimde Şart, İşte Yusuf Konak” bütün gelen konuklar artık bu tekerlemeyi öğrenmiş. Ünlü konukları ile misafirlerini daha çok yıllar ağırlamaya devam edecek Yusuf Konak abimiz.
Aynı akşam Akdamar otelinde sektörü ilgilendiren konuda Otel Yöneticilerinin, iş adamlarının ve acentaların “ Van’ın Sorunları” adlı toplantısına katıldık.
Son gün Van Sanatçılar Derneği üyelerinin ‘Geleneksel Piknik Günleri’ ne katıldık. Van’ın Gevaş İlçesi’ne bağlı Altınsaç ve İnköy bölgelerine gittik. 12 araçlık konvoy eşliğinde yaklaşık 50 kişiydik. Şiirler okundu, türküler söylendi ve atışmalar yapıldı . Van Sanatçılar Derneği Başkan Yardımcısı ve Bölge Gazetesi yazı işleri Müdürü arkadaşım Bişar Ulutaş, Altınsaç ve İnköy bölgesinin dünyanın en güzel koylarına sahip olduğunu ve doğal güzellikleri koynunda barındıran bakir bölgeler olduğunu ve Van’ın tanıtımında bu pikniğin önemli yeri olduğunu söyledi. Bizlerin de konuk olması onları o kadar mutlu etti ki misafirperverliklerini fazlasıyla gösterdiler. Bu güzellikleri yerel ve yaygın basın temsilcilerini de yanımıza alarak her tarafa yansıtmak istediğimi söylemeden geçemedim.
Doğu insanının nasıl misafir perver olduğuna da gerçekten şaşırdık. “Merhaba” dediğiniz anda hemen ne yersiniz? ne içersiniz? diye ikramlar başlıyor. Güler yüzlü ve sıcak doğu insanlarından oldukça etkilendim. Şehir hayatının içersinde bizler oldukça karmaşada yaşadığımızı doğu insanını ziyaret edince anladık. İnsanlığın, dostluğun ve paylaşımın ön planda olduğu, çıkarsız yalın insan gibi insan derler ya aynen öyle.
Uğradığımız köylerin ilkinde Altınsaç’da halaylar çektik, ozanlarımızın türkülerini dinledik, sohbetler yaptık. İkinci uğradığımız inköy’ de ise manzara inanılmazdı. Çoktandır unuttuğumuz köy hayatının mavi ve yeşil ile birleştiği muhteşem göl manzarasında ne kadar huzur verdiğini hissetmemek mümkün değil. Keçiler sağıldı, ve biz yine aynı güzler yüz ile ne içersiniz evimizde konaklayın misafirimiz olun sözlerini duyacağımızdan emindik.
Doğu insanının güzelim insan sevgisini tanınmadan da hissettik.
Çocuklarımız…
Hepsi bizleri görünce “hellooooo” diye bağırıp el sallayınca bastık kahkahayı. O kadar doğal ve sevimliydiler ki… Onlarda pırıl pırıl tertemiz geleceğin nesilleri..
Daha sonra piknik yapacağımız alana 10 araç konvoyu halinde geldik. Hemen kömür çay semaverlerinde çaylar demlendi. Gölde yüzmeler başladı. Tabi bu arada Merkür TV Genel Yayın Yönetmeni boş durur mu? Elinde mikrofonu başladık yine sohbete. Bu sefer gördüğümüz manzaralar karşısındaki düşüncelerimizi almak için gelmişti. İlk söylediğim Van iline gelen turistlerin yerli veya yabancı mutlaka bu gölde mavi yolculuk adı altında ağırlanması gerektiği oldu. Yeşil ve mavi’nin sadece Ege Akdeniz, ve Karadeniz de olmadığını hemen vurguladım. O kadar etkilendim ki gerçekten Van’ı kurak bir göl ve sade bir şehir olarak düşünüyordum. İnsan sıkılır diyordum.
Kültür ve tarihin odak noktalarından biri olan Van ilimiz deki peri bacaları, traventerler, şelaleler, klise ve camiler görülmeye değer bir tarih.
Peri bacalarının sadece Nevşehir de olduğunu düşünürdüm. Ya da traventerlerin fakat Van ilinde ayrı bir tarih yatıyor. Gezimiz boyunca Turizm İl Kültür Müdürümüz Salih Tatlı bey bize Van da yatan tarihin tüm hikayesini anlattı. Akdamar efsanesinden tutunda kiliseleri ve camilerine kadar.
Pikniğimize devam ederken öğlen büyükçe mangallar yakıldı. Aşık ozanlarımızın atışmalarına tanık olduk. Tanrım ne güzel bir geziydi. Bol bol şiirler dinledik. Herkes kendisini bir güzel tanıttı.Yerel medyacı dostlarımız nasılda canla başla bütün gün bu anları kalıcılaştırmak adına o sıcakta nasılda çalıştılar. Sevgili Orhan, Bişra, İsmail ve radyocu dostlarımız hepsi birbirinden değerli.
Ve bir medyacı olarak yerel dostlarımı tanımaktan nasıl mutlu olduğumu ve duygulandığımı anlatamam. Yeri geldi Van’ın tanıtımı için bizler neler yapabiliriz? Diyerek sohbet ettik. Ve bu konuda el birliği yapmaya karar verdik.
Bütün günün nasıl geçtiğini anlamadan eğlenip yorulduysak ilk kez Van’da olduğumuzu ve buradan ayrılmak istemediğimizi düşündük. Sevgili kızım’da “anne ne olur biraz daha kalalım” dediğinde şaşırdım çünkü 3 gün boyunca kendisini otelde bırakıp işlerim için koşuşturmuştum. Ve onun 1 gün boyunca yaptığı gezi Van’ı sevmesine doğu insanını tanımasına neden olmuştu. Bir anne olarak öncelikle bende bundan gururlandığımı söylemek isterim. Yeni tanıdığı Suzan ablasının evinde bile kalmak için çabaladığını görmek beni mutlu etmişti.
Bir sonraki toplantının kalede olduğu duyurulduğunda inanın ben çok duygulandım ve tabi ki kızım yine döndü “anne bizde geliyoruz mazeret dinlemem demesiyle” şaşkınlığım daha da artmıştı. Bana “daha gezilecek çok yer var ben bir şey anlamadım bu geziden kalalım lütfeennnn diyince anladım ki biz Van a daha çok geleceğiz.
Dönme vaktimiz geldiğinde hep birlikte hatıra resimlerimiz çektirdik. Ayrılmak istemediğimi söylersem sanırım inanırsınız.
Dün havaalanında son görüntüleri de almadan ayrılmadım. Ayakları m geri gitti içim bir tuhaf oldu. Doğu insanının sıcaklığı, sevgisi, tarih ve kültürün birleştiği Van ili mutlaka gidilmesi görülmesi gereken bir yer.
Turizm medyası ve tün ulusal medyacı arkadaşlarımıza buradan seslenmek istiyorum. Doğu dendiğinde tabi ki farklı yaklaşımlar söz konusu fakat yerinde yaşanmadan orada neler var? neler oluyor? bilemezsiniz. Lütfen Van’a ayak basın ve orada gerçekten söylenenlerden çok daha fazlası olduğunu görün diyorum. Tanıtıma ne kadar önem verilirse Van ilindeki Turizm o kadar canlanacaktır.
Van gezimizi sizlere anlattım fakat bütün bunları bana sağlayan Van’a misafir eden sevgili arkadaşım Tamara Otel Genel Müdürü Alper Tuncer’e özellikle teşekkür ediyorum. Onu burada anlatmadım çünkü onu Şehr-i Türkiye’de 2 ay boyunca konuk etmek istedim. O güzel Tamara Oteli, mütevazi yaşamıyla, başarılarıyla ve misafirperverliği ile.
Türkiye bir bütün ve bizler bu ülkede hepimiz kardeşiz. El ele verelim bu güzellikleri yurt dışında ve yurt içerisinde herkesin görmesini sağlayalım.
Değerli Van dostlarımıza, değerli Valimiz Sn Münir Karaloğlu’na, Turizm İl Kültür Müdürümüz Sayın Salih Tatlı’ya, Tamara Otel Genel Müdürü Sayın Alper Tuncer'e, Merkür TV Genel Yayın Yönetmeni Sayın İsmail Ofluoğlu’na, Bölge gazetesi Yazı İşleri Müdürü Sayın Bişra Ulutaş’a, Van Valiliği Basın H.İlişkiler arkadaşımız Sayın Selahattin Akdaş’a, Merkür TV Prodüksiyon Orhan An arkadaşıma, Van TV haber ve Sunucu arkadaşım Baki Karaca’ya ve Otel Genel Müdürlerimize tüm ilgilerinizden dolayı TURİZMDE SON NOKTA adına tek tek teşekkürler ediyoruz.
Kale de görüşmek dileğiyle…
Sevgiyle kalın…
Derya DUYSAK